Seveso II Direktifi Gelişimi
1998–2002 yılları arasındaki dönemde, Avrupa’da çok sayıda önemli doğal felaket ve teknolojik kaza meydana gelmiştir. Birlikte veya pek çok durumda tek tek, bunların insan hayatı, ekonomi ve çevre üzerinde çok önemli etkileri olmuştur.
Kasım, 1989’da ILO Yönetim Kurulu’nun 244. toplantısında alınan karar uyarınca, Cenevre’de 8-17 Ekim 1990 tarihlerinde büyük endüstriyel tehlikelerin önlenmesine ilişkin uygulama kodu hazırlanması maksadıyla bir uzmanlar toplantısı düzenlenmiştir. Bu uzmanlar toplantısında Büro tarafından hazırlanan taslağa dayalı uygulama kodu gözden geçirilmiş ve son şeklini almıştır. Toplantıda bu koda “Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi” adı verilmesi kararlaştırılmıştır. Ancak hazırlanan bu kod büyük endüstriyel kazaların önlenmesi için tüm ilgililere sadece pratik tavsiyeler niteliğinde kalmıştır.
1959 ile 1996 yılları arasında dünyada meydana gelen birçok büyük endüstriyel kaza, bu kazaların önlenmesi için yasal yaptırım gerekliliğini doğurmuştur. İtalya’nın Seveso kasabasında 1976’da gerçekleşen ciddi endüstriyel kazayı takiben, endüstriyel donanımlarda kaza önleme üzerine bir Direktif olan Seveso Direktifi (82/501/EEC) kabul edilmiştir.
Daha sonra Hindistan, Bhopal’de 1984 yılında ve İsviçre, Basel’de 1986 yılında gerçekleşen iki büyük kaza ve Mexico City’de doğal gaz patlaması sonucunun 500 ölü, 4.000 yaralı ile sonuçlanması bu direktifin tekrar gözden geçirilmesi gereğini doğurmuştur.
AB Konseyinin 16 Ekim 1989 tarihli kararında, tehlikeli mahallerin ve konutların bir arada olması halinde ortaya çıkan riski gösteren Bhopal ve Mexico City'deki kazaların ışığında, yeni tesislere izin verilirken ve mevcut tesisler etrafında kentsel gelişme gerçekleştirilirken arazi üzerinde yapılacak olan kontrollere ilişkin koşulların saptanması gerektiğine ve endüstriyel yerleşim planlanması yapılmasına karar verilmiştir. Sözü geçen Konsey kararının Komisyonları güvenlik raporları ile ilgili ulusal prensipler ve uygulamalarla ilgili olarak daha fazla ortak anlayış ve uyumlandırma sağlanabilmesi için Üye Devletleri birlikte çalışmaya davet etmiştir.
Yapılan değişikliklerle yönetmeliğin toprak kullanımı planlaması maddeleri yeniden düzenlenmiş ve tesis sahiplerinin önemli bir kaza durumunda etkilenebilecek alanları gösteren risk haritaları oluşturması zorunlu hale getirilmiştir. AB Çevre Eylem Planları incelendiğinde aşağıda verilen gelişmelerin yaşandığı görülür:
- 3. Çevre Eylem Planı (1983), ağırlığı kirlilik kontrolünden kirlilik önlenmesine kaydırmıştır. Ayrıca, çevre koruma kapsamını, arazi kullanım planlaması ve çevresel kaygıların diğer AB politikalarıyla bütünleşmesini de içerecek şekilde genişletmiştir.
- 4. Çevre Eylem Planı, mevcut ve yeni mevzuatın pratikte uygulanması üzerinde durmuştur.
- 5. Çevre Eylem Planı, kirlilik ve atıklara karşı savaşmaya, yenilenebilir olmayan enerjinin kullanımının azaltılmasına, ve sağlık ve güvenlikle ilgili iyileştirmelere öncelik vermiştir.
- 6. ÇEP, iklim değişikliği probleminin çözülmesini, doğanın ve biyolojik çeşitliliğin, çevrenin ve sağlığın korunmasını, ve doğal kaynakların sürdürülebilir olarak kullanılması ile atık idaresini, öncelikleri olarak belirlemiştir.
Dördüncü Çevre Eylem Programı ile 82/502/EEC sayılı Direktifin daha etkili bir biçimde uygulanması gerektiği ortaya konulmuş ve gerekmesi halinde kapsamının genişletilmesi ve Üye Devletler arasında daha büyük bir bilgi alışverişi sağlamasını mümkün kılan bir içerik değişikliği önerisinde bulunulmuştur. Konsey’in 1 Şubat 1993 tarihli Beşinci Eylem Programında daha iyi bir risk ve kaza yönetiminin yapılması vurgulanmış ve karar verilmiştir.
Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu'nun Finlandiya’nın Helsinki şehrinde, 17 Mart 1992’deki Endüstriyel Kazaların Sınırlar Ötesi Etkileri Konvansiyonu’nda, bu alanda uluslararası işbirliğinin sağlanmasının yanı sıra sınırlar ötesi etkisi olan endüstriyel kazaların önlenmesine, bunlara karşı hazırlıklı olunmasına ve bu tür kazaların vuku bulması halinde gerçekleştirilecek eylemlere ilişkin önlemleri şart koşmuştur.
Son olarak yeni ve gözden geçirilmiş II. Direktif (96/82/EEC), 1996 yılında kabul edilmiştir ve 82/501/EEC sayılı Direktif’in yerini almıştır.
Mayıs 2000’de, Hollanda’nın Enschede kentinde düşük gelirli ailelerin yaşadığı kesimin tam ortasındaki bir depoda 100 ton havai fişeğin patlamasıyla büyük bir endüstriyel felaket gerçekleşmiştir. Patlama sonucu 20’den fazla insan ölmüş, 500 ev yıkılmış ve 2.000 kişi evsiz kalmıştır. Aynı ay içerisinde, İspanya’da Rafelcofer’deki bir havai fişek fabrikasında çıkan yangın ve oluşan patlamada beş kişi ölmüş, 18 kişi yaralanmıştır. Ağustos 2001’de ise Portekiz’in Caldelas bölgesindeki bir havai fişek fabrikasında meydana gelen patlamada beş kişi ölmüş ve bir kişi yaralanmıştır.
Enschede ve Toulouse kazalarına tepki olarak AB, amonyum nitratla birlikte, patlayıcı ve yanıcı maddelerle ilgili Seveso II yönetmeliğindeki kuralları tekrar gözden geçirmiş ve daha da sertleştirmiştir.
AB, Enschede, Baia Mare ve Toulouse’daki kazalardan sonra SEVESO II’nin kapsamını genişletmiş ve SEVESO II’de görülen bazı aksaklıkların da çözümü için bazı ek çalışmalar yaparak direktifin son hali olan 2003/105/EEC sayılı direktifi 16 Aralık 2003 tarihinde yayınlamıştır.
Seveso II Direktifi adını alan veya diğer bir adıyla COMAH Direktifi; tehlikeli maddeler içeren büyük endüstriyel kazaların önlenmesine yönelik çeşitli kontrol yükümlülükleri getirmiştir.